Siyah Pembe Üçgen tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Feminist Buluşma kapsamında ilk gün gerçekleşecek olan “Rıza İnşası” forumunda nelerin konuşulacağını sizlere biraz aktaralım istedik. 23 Mart Perşembe saat 17:00’da Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan forumun kolaylaştırıcısı olan Senem Alp ile forum öncesinde sohbet etme şansı yakaladık. Sizler adına Senem’e sorularımızı sorduk.
Merhaba Senem, biraz klasik olacak ama öncelikle seni biraz tanıyarak başlayalım istiyorum.
Merhaba. Ben 2015’te Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldum ve yaklaşık beş altı senedir feminist politika yapıyorum
Nerelerde feminist politika yapıyorsun peki? Bir kurumda mısın yoksa bireysel ya da bağımsız bir politika yürütmekten mi bahsediyorsun?
Feminist alanda aktivistliğim bireysel olarak başladı. Bugüne kadar da hiçbir feminist örgütte çalışmadım. Ancak birçok oluşumun kuruluş sürecinde ve devamında bireysel olarak çalıştım. Barış için Kadın Girişimi, İzmir Feminist Kolektif gibi… Şu an ‘Feministler İzmir’ diye bir ekiple beraberiz. İçimizde vegan aktivistler, sosyalist ve anarşist feministler, bağımsız feministler var.
Biraz daha bahsedebilir misin Feministler İzmir ekibinden, ne tür çalışmaları var? Oldukça yeni bir ekip sanırım, ne kadar süredir faal?
Yaklaşık iki yıldır aktif bir yapı. Biraz Türkiye’deki hatta dünyadaki merkezi feminist algıya yönelik bir tepkinin sonucunda oluşmuş bir yapı. Şöyle gelişti; aslında belli bir oranda hem LGBTİ hareketiyle feminist hareketin temasının bir süredir kopmasından kaynaklı bu teması yeniden güçlendiren, feminist hareketin içinde de LGBTİ’lerin örgütlenmesini sağlayabilecek, özcülük karşıtı, insan merkezci olmayan ve bir çok feminizmin birleşeceği bir yer olsun istedik. Keza öyle de oldu. Bugüne kadar teorik çalışmalar yapmaya çalıştık biraz, “kadının beyanı neden esastır” ya da “feministler gündem ile ilgili ne düşünüyor” gibi gibi bir sürü çalışma yaptık. Onun dışında öz savunma ve militarizm üzerine de çalışmalar yaptık, onlar da biraz ülke gündeminden kaynaklıydı.
Rıza inşası da tartıştığınız konular arasındaydı sanırım, genel olarak neleri ele aldınız bu başlık atında?
Kilit nokta aslında rıza inşasının ne olduğundan çok, ne tür ilişkilerde açığa çıktığıydı. Çünkü rıza inşası söz konusu olduğunda genelde ilişkilerde bir asimetri gözleniyor. Aslında duygusal şiddet, rıza inşasının çok büyük bir aracına dönmüş durumda. Ancak bu konular -ki hakikaten çizgisi ince olan durumlar bunlar- genellemeler ile özetlenemiyor. Her durum kendi içinde yeniden konuşulmalı ve dinamikler göz önünde bulundurulmalı. Biz şarkılarda, şiirlerde ve her yerde olağan kılınmış bir duygusal şiddetle savaşmak zorunda olduğumuzu fark ettik.
Ben de tam bu yeniden konuşma ihtiyacının nereden geldiğini soracaktım. Bazen sürekli aynı şeyleri tartışıyor gibi hissedebiliyor insan, örneğin rıza kavramını yeniden ve yeniden tartışmak neden gerekli? Gündeme bağlı yeni gelişmeler nedeniyle mi? Yoksa feminizmle yeni tanışanlar için mi ya da feminizmden uzak yaşayanların aklının başına gelmesi için mi?
Aslında bunu genel olarak konuşmaktansa alanlarda nasıl işlediğini açık etmek daha kritik. “Rıza inşası şudur” demek yerine örneğin “akademide şöyle işler”, “ailede şöyle işler” demek biraz daha elzem. Hakikaten bu sandığımız kadar görünür bir sorun değil çünkü.
6. Feminist Buluşma kapsamında gerçekleşecek olan ve senin de kolaylaştırıcısı olduğun “Rıza İnşası” forumun öncesinde Girls dizisinden bir bölüm seyredilecek ve ardından foruma başlanacak. Peki, bu forumda da mı daha özel bir alandan bahsediliyor olacak? Bu nedenle mi böyle bir ön gösterim var?
Aslında bu fikir şuradan çıktı. Girls dizisinin malum bölümünü tesadüfen -zaten diziyi izlediğim için- izledim. Hakikaten iyi bölümdü. Bir alandan doğru rızanın nasıl inşa edildiğini anlatmış fakat bu “entelektüel”, -daha da daraltırsak “entelektüel muhalif”- alanda ciddi anlamda hala görünmez bir boyut benim için. Hatta bazen duruma her açıdan bakınca insanın adalet terazisini sarsan da bir konu. Keza, her an ‘faili meşrulaştıran’ ve hatta ‘koruyan’ olabilirsin, anlamaya çalıştığın için.
Demin de sözünü etmiştin, sence buradaki “ince çizgi” nedir peki? Buna net bir cevabın var mı?
Dediğim gibi her durumda ve o anın koşullarına göre değişiyor olmasını bilmek gerekir. Şu davranış tacizdir, bu değildir diyemeyiz bana göre. Ya da neyin şiddet olduğunun net bir tarifi yapılamaz. Durumlar, dinamikler belirler.
O zaman bu durum “kadının beyanı esastır” için de geçerli mi peki? Bu cümleyle anlatılmak istenen ne sence?
Bunu fazlasıyla tartıştık. Bence burada fark yöntemsel fark. Artık ‘kadının’ demiyorum ben kendi adıma. Fakat kişinin beyanını esas alacaksam bu asimetrik bir ilişkide olur ve faillikle suçlananın aksini ispat zorunluluğu vardır. Eşitler arasında bir beyan varsa, bunda aksini ispat yükü gibi bir yönteme gerek var mı, tartışmalı benim için.
Sanırım zaten bunlar atölyede ayrıntıları ile tartışılacak. Peki, “rıza inşası” konusunda çalışmalara devam etme planınız var mı? Bu alanda ne gibi eksiklikler, ihtiyaçlar görüyorsun?
Ben genel olarak bunları konuşmak kadar varılan noktaları görünür kılmanın önemli olduğunu düşünüyorum. “Bacağını topla eylemleri” gibi küçük, çarpıcı eylemlilikler. Bu, atölyelerde şekillenir sanırım ve umarım devam da eder.
Umarım. Çok teşekkürler bana vakit ayırdığın için Senem. Güzel bir söyleşi oldu benim için.
Röportaj: Erdem Gürsu
23 MART PERŞEMBE
17:00 Forum: Rıza İnşası
Kolaylaştırıcı: Senem Alp
Yer: Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi 3.Kat
6. Feminist Buluşma Facebook
6. Feminist Buluşma Programının tamamına ulaşmak için tıklayınız.
*Feminist Buluşma, İsveç Ulusal Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA) tarafından finansal olarak desteklenen Gökkuşağı kapsamında gerçekleşmektedir. Buluşmaya mekansal destek ise Konak Kent Konseyi tarafından sağlanmaktadır. Tüm destekçilerimize teşekkür ederiz.